Sözcü Gazetesi köşe muharriri Aytunç Erkin’in ilgili yazısı şöyle:
HDP ESKİ MİLLETVEKİLİ AYHAN BİLGEN’DEN ÇARPICI ARGÜMAN:
Selahattin Demirtaş’ın “aktif siyaseti bırakma” kararının akabinde HDP’de vekillik, belediye başkanlığı yapan, 2 Ekim 2020’de tutuklanan ve 2021’de partisinden ayrılan Ayhan Bilgen’e “Ne oluyor?” sorusunu yönelttim.
Türkiye’nin Sesi Altınçağ Partisi Genel Lideri Bilgen şu değerlendirmeyi yaptı:
“İktidar denklemi netleşti ve yeni süreçte kaybeden tarafta kalıp bedel ödemek yerine, muhatap alınıp sürece katılmak istiyor. Kemal Kılıçdaroğlu kazanırsa ‘kuvvetli silah bırakma daveti yaparız’ demişti. Bugün bu inisiyatif Abdullah Öcalan ile Kandil ortasında şekillenir.”
Ayhan Bilgen’in Demirtaş’a yönelik bir eleştirisi de şöyle:
“Cumhurbaşkanlığı adaylığında 2018 seçiminde partisinden az oy aldı (Cumhurbaşkanı adayı Selahattin Demirtaş yüzde 8.40 oy aldı, HDP ise 11.70), buna karşın 2023 seçimlerinden adaylık konusunda bir palavra var ortada. Kendisine ilişkin iki zıt açıklama var.”
“İki zıt açıklaması var” argümanını açmasını istediğim Bilgen, 27 Ocak’ta HDP’den yapılan açıklamayı hatırlattı. O açıklamada, Edirne’de cezaevinde bulunan HDP’nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın 14 Mayıs seçimlerinde “hukuki durumunun uygun olmaması” gerekçesiyle aday
olmayacağını söylediği belirtildi. Bugünse Demirtaş adaylık isteğinin reddedildiğini söyledi: “Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları başlamadan evvel ben Genel Merkezimize, Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu ve seçimi ikinci cinse bırakıp o etapta demokratik atılımlarla daha fazla katkı sunabileceğimizi belirttim. Ayrıyeten, benim adaylığım partimizin de oy oranını artırabilir dedim. Ama bu teklifim, rastgele bir münasebet sunulmadan reddedildi. Münasebetini hala bilmiyorum. (İrfan Aktan/Artı Gerçek/1 Haziran 2023)” Bilgen de “Hangisi hakikat?” sorusuna karşılık aradığını tabir etti.
“HDP eşbaşkanlarını Demirtaş belirledi”
Şimdi gelelim Ayhan Bilgen’in HDP siyaseti içinde yer aldığı devirle ilgili verdiği bilgiye:
“HDP eş liderleri iki devirdir Selahattin Demirtaş tarafından belirleniyor. (Sezai Temelli, Pervin Buldan, Mithat Sancar isimleri son iki kongre öncesi Demirtaş’ın ısrarıyla netleşti) Parti içi demokrasi tezi bu nedenle anlamsız, emanetçi lider (Deniz Baykal/Altan Öymen formülü) denedi.”
Bu argüman kıymetli. Neden mi?
Tarih 29 Aralık 2020…
SÖZCÜ’deki köşemde yazdım ve cevap aradım. Okuyalım:
Tarih 4 Ocak 2018: 4 Kasım 2016’da tutuklanan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisine gönderdiği mektup aracılığıyla, HDP 3. Olağan Kongresi’nde aday olmayacağını açıkladı.
Bir gün sonra…
Tarih 5 Ocak 2018: Cumhuriyet’ten Mahmut Lıcalı’nın kulis haberi dikkat çekti! Haberde, “Demirtaş’ın aday olmama iradesinin parti içinde kabul edilmesi durumunda HDP Eş Genel Başkanlığı için öne çıkan isimlerin başında HDP Sözcüsü Ayhan Bilgen geliyor” bilgisi yer aldı.
O devri hatırlayın…
11 Şubat 2018’de gerçekleşen HDP’nin 3. Olağan Kongresi’nde aday belirleme süreci sancılı geçti. Selahattin Demirtaş’ın yerine geçecek ismin belirlenmesinde uzun müddet uzlaşı sağlanamadı. İddialara göre parti sözcüsü Ayhan Bilgen’in adaylığına HDP içinde daha ‘solda’ olan kesitlerin itiraz ettiği konuşuldu.
Ve kongreden üç gün önce…
8 Şubat 2018’de, adayların Eş Genel Lider Yardımcısı Sezai Temelli ve TBMM Başkanvekili Pervin Buldan olduğu açıklandı!
Peki… Mazlum Der başkanlığından gelen lakin ‘insan hakları savunuculuğu’ muhafazakar kimliğinden daha ağır basan Bilgen’in adaylığına kim karşı çıktı? Kime sorsam ‘Selahattin Demirtaş istemedi’ cevabını verdi! Neden karşı çıktı?
Kulislerde konuşulanlara göre… Ayhan Bilgen’in 15 Ekim 2017’de Cumhuriyet Gazetesi’ne verdiği röportaj Demirtaş’ı rahatsız etti. Bilgen şu cümleleri kurmuştu 3 yıl evvel: “… HDP başka partiler üzere bir kişinin karizması ve onun üzerinden ona parti üretmeyle yola çıkmadı. (…) Bu partide pek çok isimsiz kahraman var. Pozisyonları yok, isimleri yok. Çok ağır bedeller ödemişler.”
Selahattin Demirtaş’ın “HDP öteki partiler üzere bir kişinin karizması ve onun üzerinden ona parti üretmeyle yola çıkmadı” cümlesini kendisine yönelik bir tenkit olarak gördüğü söz edildi.
İki mektup kamuoyuyla paylaşılmalı
Evet üç yıl evvel bu Demirtaş-Bilgen konusunu açıklıkla yazmıştım.
Pandoranın kutusu açıldı. Seçimden evvel HDP’yi yakından takip eden gazeteci Altan Sancar toplumsal medya hesabından şu cümleleri paylaşmıştı:
“… Bilmeyenler vardır: Demirtaş’ın tutuklanmasından sonra Ayhan Bilgen’in HDP’nin eş genel başkanı olmasına kesin gözüyle bakıyordu. Tutuklama sonrası birinci kongrede Demirtaş’ın iki mektup gönderdiği öğrenildi. Birinci mektupta yeni idaresi kutluyor ve muvaffakiyetler diliyordu. İkinci mektup ise Bilgen’in muhtemel adaylığına karşıydı ve bu mektupta adaylığını açıklıyordu. Sonrasında Bilgen aday olmadı. Bir müddet daha HDP’de siyaset yapıp sonrasında istifa ederek ayrıldı. Bu saatten itibaren de HDP’yi ve bilhassa Demirtaş’ı amaç almaya başladı… (26 Mayıs 2023)”
SORU ŞU: Selahattin Demirtaş’ın HDP’ye gönderdiği iki mektup neden açıklanmıyor? Ve… Demirtaş’ın, Ayhan Bilgen’in tezlerine karşılığı var mı?